Perşembe , 25 Nisan 2024
Home / Güncel / EMPERYALİST ÇAĞIN DÖNEMLERİ! Samet Erdogdu

EMPERYALİST ÇAĞIN DÖNEMLERİ! Samet Erdogdu

EMPERYALİST ÇAĞIN DÖNEMLERİ
samet erdoğdu

Sosyalist sistemin yıkılmasıyla bir kez daha dünya egemenliğini tesis eden kapitalizmin tüm kötülükleri bu sınırsız egemenlikle birlikte meydana saçıldı: Kapitalist üretim tarzının anarşik karakteri, kapitalist dünyanın anarşik durumuyla örtüşüyor. Burjuva iktisadının eşitsiz gelişmesi, devletler arasında eşitsiz gelişmede de yansımasını buluyor. Emperyalist güçler arasında dengelerin hızla değiştiğini; güç ilişkilerinde başta gelenlerin durakladığını, hatta güç kaybı yaşadığını; geriden gelen kimilerinin güç kazandığını; bu durumun emperyalistler arasında rekabeti ve hegemonya çatışmalarını kızıştırdığını çıplak gözle görmek mümkün.

Kapitalizmin eşitsiz gelişim kanununun en çıplak, en sivri, en keskin biçimde işlemeye başlaması emperyalizmin önemli bir özelliğidır. Bu kanun emperyalistler arasında güç dengelerinin bozulması, geriden gelen emperyalistlerin öndekilere yetişmesi ve onlarla hegemonya kavgasına girişmesine yol açar. Bu kavga birbirlerinin topraklarında ya da herhangi bir nüfuz sahasında doğrudan savaşmalarına kadar varır. Bir emperyalist devlet ya da devletler grubu, rakip devlet ya da devletler grubunu dizginlemek, kendi sınırsız egemenlik iştahını tatmin etmek ister. Her emperyalist kendisine frensiz hareket, fetih, işgal hakkı tanırken; rakibi ya da rakiplerini frenlemek, durdurmak ve geriletmek amacıyla davranır.

Emperyalizm çağının birinci dönemini iki evreye ayırabiliriz: 1870 – 1918 arasındaki 50 yıllık birinci evre 1918 – 1945 arasındaki ikinci evre. Her bir evre de ayrıca alt bölümlere ayrılıyor. Mesela birinci evrenin 30 yıllık ilk bölümü (1870-1900) emperyalizmin doğuşu ve olgunlaşması sürecidir. Bu evrenin ikinci dilimi (1900 – 1918) emperyalizm çağının başlangıcıdır. Lenin 1900’lerin başı için, rekabetçi dönemi kastederek, ”Eski kapitalizm gününü doldurmuştur. Yenisi ise bir geçiş dönemini yaşıyor” diyordu. ”20. Yüzyıl, eski kapitalizmin, yerini genel olarak sermaye egemenliğinden mali sermaye egemenliğine geçilen yeni bir kapitalizme bıraktığı bir dönüm noktasıdır.”

Birinci dönemin ilk evresi emperyalistlerin emperyalistlerle nüfuz alanları üzerinde hegemonya kurmak, sömürgeleri ele geçirmek, birbirinin önünü kesmek için kıyasıya kavga etmek yoluyla birbirlerini frenleyebildikleri ya da frenleyemedikleri bir evreydi. Bu evrenin doruğu Birinci Dünya Savaşı oldu. Frenleri patlamış emperyalistler birbirlerinin boğazlarına sarıldılar. Savaşın taraflarca hesapta olmayan sürpriz sonucu Ekim Devriminin zaferi, sosyalizmin dünyanın altıda birinde egemen olması ve ulusal kurtuluş mücadelelerinin ortaya çıkışıydı.

Birinci dönemin ilk evresi emperyalist kampın zafer kazanan tarafının yenilen tarafı, yani Alman emperyalizmini geçici bir süre frenlemesiyle son buldu. Fakat Birinci Paylaşım Savaşının sona ermesinin hemen ardında sonuçtan memnun olmayan ülkelerde faşist hareket yükselmeye ve kaybettikleri kanlı kumarı tekrar etmeyi istemeye girişti. İkinci evre başlamıştı. Önce İtalya’da, sonra Almanya ve İspanya’da iktidara gelen faşist güçler Avrupa’da; Japon militarizmi Asya – Pasifik’te hızla yeni bir savaşa hazırlanmaya başladı. Sonuç sivri ucu Hitler faşizminin Sovyetler Birliğini yıkmayı ve köleleştirmeyi düşlediği II. Dünya savaşı oldu. Emperyalist kampın bir tarafının freni tekrar patlamıştı.

Freni patlayan faşist Alman emperyalizminin savaş makinasını durduran Sovyetler Birliği onu gerisingeri püskürtmeyi ve Doğu Avrupa ülkelerinde demokratik halk cumhuriyetlerinin inşasını mümkün kıldı.

Savaş sırasında Alman, İtalyan, Japon kampının karşısında Sovyetler Birliği ile ittifak yapmak zorunda kalan Amerikan ve İngiliz emperyalizminin Sovyetler Birliği ile kurduğu ”dostluk” uzun sürmedi. Bu güçler savaşın hemen ardından Sovyetler Birliği’ne ve demokratik halk cumhuriyetlerine karşı ”Soğuk Savaş” ilan etti; saldırgan NATO savaş makinasının kurulmasını sağladılar.

Emperyalist çağın birinci döneminin ilk evresi (1870- 1918) Ekim Devrimi ve ulusal kurtuluş devrimleri ile sonuçlanırken; ikinci evresi (1918-1945) yine bir dizi devrimle tamamlandı. Doğu ve Güney Doğu Avrupa ülkeleri, Çin, Moğolistan, Kuzey Kore, Kuzey Vietnam ulusal bağımsızlıklarını elde ettiler ve demokratik halk cumhuriyetlerini kurdular. Hindistan, Pakistan, Arap ülkeleri bağımsızlıklarını kazandılar. Emperyalizmin birinci döneminin ikinci evresi sömürgecilik sisteminin çökmesi, sosyalizmin dünyanın üçte birinde zafer kazanması ile son buldu.

Bağımsızlıklarını elde eden ülkeler 1956’da Bandung Konferansıyla Bağlantısızlar Hareketini kurdu. Sosyalist sistem ve Bağlantısızlar hareketi emperyalizmin frensiz saldırganlığını dizginlemeyi; saldırıya kalkıştığı yerlerde onu püskürtmeyi başardı.

Artık emperyalist kampların birbirini doruğu savaşla tamamlanan güç politikalarıyla frenlemesinin yerini; sosyalist sistem, ulusal kurtuluş ve bağlantısızlar hareketleri ve dünya işçi sınıfı hareketinin frenleyiciliği aldı. II. Dünya Savaşından sosyalist sistemin yıkılmasına kadar geçen dönem, aralarındaki tüm çelişkilere rağmen emperyalist güçlerin birbirleriyle savaşmak yerine ittifak halinde oldukları; kendilerini öteki rakip emperyalistlere karşı mecburen frenledikleri dönem oldu. 1945 – 1990 arasındaki 45 yıllık bu dönem Amerikan hegemonyasında emperyalistler arası nispi ”barış(!) dönemi”ydi. Bu dönem, sosyalist sistemin çözülmesiyle sona erdi.

1989’da başta DDR olmak üçere Doğu Avrupa ülkelerinde meydana gelen karşı devrimden bugüne dek geçen 30 yıllık süre kaotik bir geçiş dönemidir. Bu ara dönem farklı emperyalist devletler ve kampların sosyalizmle kapitalizm arasındaki 45 yıllık soğuk savaş döneminden ”zafer”le çıkma sarhoşluğuyla dünyayı yeniden dizayn etmeye çalıştıkları bir dönem oldu. Emperyalist güçler yıkılan sosyalist sistemin enkazına çullandı; Doğu Avrupa’yı AB’nin ”iç sömürgesi” haline getirdiler. Sovyetler Birliği’ni ve Yugoslavya’yı parçaladılar. Ukrayna, Kafkasya başta gelmek üzere Rusya Federasyonunu çevreleyen ülkeleri kendi nüfuz sahalarına almaya giriştiler. Irak, Suriye, Libya, İran, Kuzey Kore, Küba gibi ülkeleri hizaya getirmek için harekete geçtiler. Bütün bunların başını Amerikan emperyalizmi çekti; AB ve Japonya zaman zaman Amerika’yla koalisyon halinde; zaman zaman koalisyon dışında, hatte bazen muhalif tutumda oldu; kendi çıkarları yönünde ayrı davrandı. Fakat kendi çıkarları Amerikan müdaheleciliği ve saldırganlığını frenleme için askeri güç kullanmayı göze alma boyutuna ulaşmadı. Zaten bu güçleri de yoktu.

Şimdi ”emperyalizm”in yeni bir dönemindeyiz. Bu dönem ”emperyalizm çağı”nın ikinci dönemidir. Ayrı bir yazıda bu yeni dönemin kimi özelliklerini ele alacağız.

24 Kasım 2019

Diğer Başlıklar

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! HAMİT BALDEMİR

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! Gerek ulusal mücadelede ve gerekse sosyal mücadelede devrimciler legaliteyi her zaman olanaklar …

30.YILINDA MADIMAK KATLİAMININ UNUTMADIK! XETA SOR

Yılında Madımak Katliamını Unutmadık! 2 Temmuz 1993, TC devletinin katliamlar serisine bir yenisinin eklendiği, kara …

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN-6- Remzi BİLGET

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN Bitmiyor Ölümlerimiz! Ağlamak nedir, gözyaşı ne ola? Ya da kuruması …

FIRSAT KARGALARI! Samet ERDOĞDU

FIRSAT KARGALARI 10 sene önce politik meteorolojide benim hava tahmini göstergem Öcalan idi. Ona bakarak …