Perşembe , 25 Nisan 2024
Home / Dünya / ALLENDE’NİN TARİHİ KONUŞMASI VE ZELENSKİ! Necati Güler

ALLENDE’NİN TARİHİ KONUŞMASI VE ZELENSKİ! Necati Güler

Allende’nin Tarihi Konuşması ve Zelnskiy

Savaşlar da ilk önce gerçekler öldürülür”

Devletler arası savaşlarda olsun, toplumsal mücedelelerde olsun, kader anlarında önderlerin rolü çok önemlidir. Kritik anlarda, liderlerin davranışlarının insanların moral motivasyonu üzerindeki etkisi çok büyüktür ve hatta bazen sonucu belirleyebiliyor. Nazi Almanyası Hitler’in intahar ettiğinin duyulmasıyla tamamen teslim oldu. O zamana kadar miliyonlar hala führerlerinin savaşı kazanacağına inanıyorlardı. Romanya da karşı devrimclerin Çavuşesku çiftini alel acele uyduruk bir mahkeme kararıyla hemen infaz etmeleri sonrası Romanya güvenlik güçlerinin dağılması, Libya da Kaddafi’nin katledilmesinden sonra savaşın Kaddafi taraftarlarının yenilgisiyle bitmesi gibi  onlarca, yüzlerce örnekten biliyoruz…

Ukrayna’ya saldıran Rusya’nın da, ilk olarak Kieve bazı özel timler indirmesi ve Zelenskiy ile hükümet üyelerine yönelik suikastlar gerçekleştirmek istediği gibi haberlerin altı boş değildi. Zelenskiy esir alınsa veya öldürülseydi, Ukrayna da direniş bu kadar uzun sürmeyebilirdi. Bunu, hem Rusya biliyor, hemde ABD ve NATO biliyordu. O yüzden, Kiev de hemen ilk günden itibaren sokağa çıkma yasakları ilan ettiler. NATO ve İngiltere Zelenskiy ve hükümet üyelerini çok sıkı korudu ve hala da korumaya devam ediyorlar. Ve günde üç dört kere Zelenskiy’nin görüntülü videolarını yayınlıyorlar. Arkasına ABD, NATO, AB ve G7 ülkelerinin gücünü alan Zelenskiy yaptığı konuşma ve çağrılarla Ukrayna halkının ve askeri güçlerinin moralini yüksekte tutmayı (şimdiye kadar) başardı.

Bu, tamamen bir pisikolojik savaş taktiğidir. ABD ve Batı’nın tekelinde olan, Dünyanın bütün iletişim kanalları, Zelenskiy’nin her sözünün anında herkese ulaşması için seferber oldu. Böylece, insanların algısında Zelenskiy den; “bir özgürlük savaşçısı, korkusuz ve kahraman bir lider”, Putinden de acımasız, yalnız kalmışlık ve çaresizlikten nükleer silah bile kullanabilecek düzeyde kontrolünü kaybetmiş bir diktatör profili yaratmayı başardılar…

Gerçeklerin böyle olduğunu hiç zannetmiyorum… Rusya  basını ve propoganda makinasına erişme imkanımız yok ama, orada da tersinden bir anlatı ve algı olduğu muhakak. Orada da, sadece ülke sınırlarının içesinde de olsa, Rus medyası elinden geleni yapmaya, yani gerçeği öldürmeye çalışıyordur.

Birde, bütün bu devasa teknik ve ekonomik imkanlara sahip olmaksızın, sırtını belli güç odaklarına dayamadan, kameraların çevirlip, mikrofonların uzatılmadığı, sadece inançlarıyla,  çıplak elleri ve yürekleriye zulme karşı direnen, tüm karartma ve yok saymalara rağmen mutlaka ama mutlaka gün yüzüne çıkmayı başaran, asırlarca dilden dile, kuşaktan kuşağa aktarılacak, edebiyetçılara, sanatçılara, müzisyenlere ilham kayanağı olacak direnişler, liderler ve onların gerçek kahramanlıkları var. Bu yazının yazılmasının sebebi de bu liderlerden birini, 11 Mart 1973 tarihinde faşist cunta tarafından katledilen Şili’nin sosyalist Başkanı Salvador Allende’nin direnişi ve onun son sözlerinin dünyaya yayılmasının öyküsünü anlatmak ve sahte, şişirme kahramanlarla gerçek kahramanların farkını bir nebze de olsa anlatabilmektir.

Salvador Allende, sol sosyalist ittifak’ın adayı olarak 4 Eylül 1970’te Şili de yapılan seçimlerden zaferle çıkıp devlet başkanlığı koltuğuna oturdu. Katledildiği 11 Eylül 1973 tarihine kadar barışçıl yoldan sosyalizme geçiş hedefiyle halkçı; ekonomik, politik ve sosyal reformlar gerçekleştirmeye çalıştı. Madenler’in, sağlık sektörü’nün, eğitimin kamulaştırılması ve toprak reformunun gerçekleştirilmesi gibi uygulamlarıyla başta ABD tekelleri olmak üzere, bütün bir emperyalist kapitalist kampın düşmanlığını üzerine çekti. Emperyalist güçler ve onların Şilili işbirlikçileri, Şili ordusunun faşist generalleri aracılığıyla Allende’ye  karşı bir darbe yaparak onu katlettiler ve Şili de on yıllar sürecek katliamlarla dolu karanlık bir dönemi başlattılar.

11 Eylül 1973 günü faşist cunta güçleri başkanlık sarayının etrafını sarark ve sarayın üstünden savaş uçaklarını alçaktan uçurtarak Allende’nin teslim olmasını istediler. Allende teslim olmayı red etti. Cunta sarayı bombalayarak Allende ve yanındaki bir avuç çalışma yoldaşlarını katletti. Dünya, Şili de darbe olduğunu ve Allende’nin katledildiğini saatler sonra radyolardan duydu. Allende’nin teslim olmadığını, çatışarak öldüğünü ve ölmeden önce solcu radyo Magallanes aracılığıyla şili halkına hitaben bir konuşma yaptığı da dilden dile yayılmaya başladı.

Gerçekten de Allende, canlı olarak radyoya bağlanmış ve bir konuşma yapmıştı ama bunu sadece şili halkı duymuştu. Dünya, konuşmanın içeriğini Allende’nin kendi sesinden aylar sonra duyacaktı. Bunu da Demokratik Almaya Cumhuriyeti (DAC) diplomatı Jony Norden ile Şili Komünist Partisine ait Radyo Magallanes redaktörü ve  Şili Komünist Partisi üyesi Eulogio Suarez’e borçluyuz.. Jony Norden, Eulogio Suarez ile tanışması ve ses kaydını edinmesinin öyküsünü çeşitli zamanlarda değişik gazetelerde detaylı bir şekilde yazdı. Burada sadece o yazılardan kısa aktarımlar yapacağım.

1971 ile 1973 yılı arasında Demokratik Almanya Cumhuriyeti (DAC) Santiago konsolosluğunda Kültür ataşesi olarak çalışan Jony Norden ses kayıdına ulaşmasını şöyle anlatıyor;

“…..Pinochet, Moneda’yı (Şili başkanlık sarayı- bn.) kuşattı ve Allende’den istifa etmesini istedi. Allende teslim olmayacağını ve Moneda’dan ayrılmayacağını belirtti. Sabah 10’dan kısa bir süre önce, Allende’nin kişisel danışmanı cumhurbaşkanının makamından radyoyu aradı ve Magallanes yayıncısının başkanın bir konuşmasını yayınlayıp yayınlayamayacağını sordu. Eulogio telefondaydı ve cevap verdi: “Evet, tabii ki!” ve ekledi: “Bir dakika, kayıt için  kaseti takmamız gerekiyor”. Allende yaşamında hiç yapmadığı bir şekilde : “Compañero, bunun için fazla zaman yok, hemen başlayacağım!” Eulogio aceleyle yayın düğmelerine basarken, iki genç teknisyenden biri yerinden fırladı, teybi açtı ve kaseti taktı. Allende yaklaşık 15 dakika konuştu. Ülkenin dört bir yanındaki insanlar, seçilmiş başkanlarının sesini şu sözlerle duydular: “Vatandaşlarım, büyük ihtimalle bu sizinle konuşmam için son fırsat olacak. … İstifa etmeyeceğim! … Tarihi öneme sahip bu kritik anda, halka olan bağlılığımın bedelini canımla ödeyeceğim. . .. Suç işleyerek hedeflerine varamayacaklar.” Toplumsal süreçleri şiddetle durduramazsınız. Tarih bize aittir, onu yapan halklardır. … Yabancı sermaye, gericilikle ittifak yapan emperyalizm öyle bir iklim yaratmıştır ki silahlı kuvvetler, geleneklerini bozuyorlar… Şimdi yoldaşlarımızı katledenler, evlerinde oturup servet ve ayrıcalıkların er ya da geç ellerine iade edilmesini bekliyorlar, çok yakında geniş caddeler yeniden açılacak, layık olanın ulaşabileceği geniş yollar. daha iyi bir toplum inşa etmeye doğru giden yollar … “

Yayın süresi, Eulogio ve üç yoldaşı için şans eseri tam zamanında bitmişti. Yayın sona erdikten hemen sonra stüdyodan ayrıldılar. Gerçekten şanslıydılar. Magallanes’i işgal etmesi gereken askeri birlik evin girişini karıştırmıştı ve yanlışlıkla bir avukatın ofisine baskın düzenlemişti. Eulogio konuşmanın olduğu kaseti çantasına koydu ve eve doğru yola çıktı. Yolda, askeri devriyeler tarafından iki kez durduruldu ve silah kontrolü yapıldı. Sandviç çantasının ve teyp kasetinin içeriği onları ilgilendirmiyordu. Allende’nin karşı-devrim tarafından öldürüldüğüne dair haberler, ölümünden üç saat önce bir konuşma yapmış olması da dahil olmak üzere, tüm dünyaya yayıldı. Ama kimse bu kaydın varlığını bilmiyordu. Dolayısıyla, 11 Eylül’den üç veya dört gün sonra, DAC  Santiago elçiliğinin başkent Berlin’den konuşma metnini gönderme emrini alması anlaşılabilir bir şeydi. Büyükelçilikte hiç kimse konuşmayı kaydetmemişti. Ve böylece tek bir şans vardı: bir şekilde Magallanes istasyonundan insanlarla bir kayda sahip olacaklarını umarak iletişim kurmak. Bu çok büyük bir sorundu, çünkü Pinochet rejimi ülkedeki tüm solculara amansız bir avla zulmetti: ya hemen öldürüldüler ya da toplama kamplarına kilitlendiler. Eulogio’ya gelince, onun bu zulmün kurbanı olduğunu ya da en yasadışılık içinde yaşadığını varsaymamız gerekiyordu. Eulogio’yu aramam söylendi.

 Onu evinde bir sokak telefonundan aramaya karar verdim ve buna değdi doğrusu!

Eulogio’nun hala hayatta olmasını veya tutuklanmadığını umuyordum. Karısı telefona cevap verdi ve Eulogio’nun evde olmadığını söyledi. Bu herhangi bir anlama gelebilir. Bu yüzden ona “Johnny’den selam” vermesini istedim. Bir an tereddüt etti ve sonra Eulogio’nun beni “iş yerinde” arayacağını söyledi ve telefonu kapattı. En azından hala hayatta olduğunu düşündüm ve umutlandım. İki ila üç gün sonra bir akşam vakti  Eulogio beni  aradı. Kısaca, ertesi gün ikimizin de bildiği bir restoranda öğle yemeği yemeyi önerdi çünkü “bana bir hediye vermek istiyormuş”. Bu buluşmanın risklerle dolu olduğunun farkındaydım. Olağanüstü hal vardı, şehir Allende destekçilerini arayan askerlerle doluydu. Ancak Eulogio’nun zenginler için bir restoranda buluşma fikri mantıklıydı: Burada sürpriz bir baskına uğramak pek mümkün değildi. Yemek sadece 20 dakika sürdü. Eulogio bana – sormadan – kasetli bir karton zarf verdi. Kısaca başını salladı. Anlamıştım. Birkaç gün sonra DAC, Pinochet rejimi ve  Şili ile diplomatik ilişkileri kesti. 23 Eylül’de eşim Conny ve üç yaşındaki kızımız Jenny ile birlikte Doğu Almanya’ya uçtum. Kişisel bagajımıza ek olarak, bir çuval diplomatik posta taşıdık, bu çuvalda Allende nin konuşmasının olduğu teyp kaseti de vardı. Konuşma, Eylül ayında DAC televizyonunda darbenin resimlerinin ve Almanca çevirisinin yayın metni olarak yer aldığı özel bir yayında yayınlandı. DAC plak şirketi Eterna, Allende’nin konuşmasını 5000 adet bir single olarak yayınladı. Üç gün sonra tükenmişti.”

48 yıl sonra, Şili de sol ittifak yeniden iktidar da ve başta Allende‘nin torunu da olmak üzere; faşist cuntanın işkencelere uğrattığı, katllettiği ve kayıp ettiği birçok yoldaşının çocukları, torunları da yeniden hükümette görev aldılar. Allende, o günkü tavrıyla bu günün tohumlarını ekmişti. Yanın da sadece bir avuç yoldaşı ve telefonun öbür ucunda küçücük bir Radyonun inançlı 3 insanı, karşısında Dünya emperyalist sistemi ve onun uşağı katil Pinochet cuntası vardı…  Karar okuyucunun. Kim gerçek özgürlük savaşçısı ve kahraman, kim değil?

12 Mart 2022

Necati Güler

Diğer Başlıklar

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! HAMİT BALDEMİR

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! Gerek ulusal mücadelede ve gerekse sosyal mücadelede devrimciler legaliteyi her zaman olanaklar …

30.YILINDA MADIMAK KATLİAMININ UNUTMADIK! XETA SOR

Yılında Madımak Katliamını Unutmadık! 2 Temmuz 1993, TC devletinin katliamlar serisine bir yenisinin eklendiği, kara …

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN-6- Remzi BİLGET

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN Bitmiyor Ölümlerimiz! Ağlamak nedir, gözyaşı ne ola? Ya da kuruması …

FIRSAT KARGALARI! Samet ERDOĞDU

FIRSAT KARGALARI 10 sene önce politik meteorolojide benim hava tahmini göstergem Öcalan idi. Ona bakarak …