Perşembe , 25 Nisan 2024
Home / Güncel / Türkmüsün Abi? NECATİ GÜLER

Türkmüsün Abi? NECATİ GÜLER

Türkmüsün Abi?

Yıl 1999 Almanya da BMW fabrikasına taşeron bir firma üzerinden işe başladım.

Sabah vardiyası, ilk gün… Boyahanede bantta calışacağım söylendi. Söylenen yere gidiyorum… İşçi arkadaşlar birer birer gelmeye başlıyorlar… Merak içinde tek tek işçileri gözlemliyorum… Ve zil çalıyor, bant yürümeye başlıyor… Arabalar durmaksızın arka arkaya akmaya başlıyorlar…
Benim görevim boyadan sonra kalan artıkları özel kimyasal bir madde yardımıyla kaportadan temizlemek… Karşımda kısa boylu göçmen oladuğu belli olan bir işçi arkadaş bantın yani arabanın diğer tarafında benimle aynı işi yapıyor. Belliki işinin ehili ve bana ilk günümde işi ögrtemesi için buraya verilmiş…
Kısa bir süre sonra bana ilk soruyu soruyor…

Abi Türkmüsün?

Demek ki Türkiyeden geldiğim kendisine ustabaşı tarafından söylenmiş…

Tükiyeden geliyorum, türkçe biliyorum ama Türk değilim diyorum…

Şaşkınlıkla yutkunuyor…

Nasıl yani? Türkiyeden geliyorsun, yani Türksün…

Hayır diyorum… Sen Almanya da yaşıyorsun ve Almancada bilyorsun degilmi ?

Evet diyor.

O zama sen Almanmısın?

Tabiki hayır, ben Türküm…
Gördünmü diyorum, yani bir dili bilmek demek o dilin kimliğini taşımayı gerektirmiyor…
Anlamsız bakışlarından pek bir şey anlamadığını seziyorum…
Açıklamaya çalışıyorum…
Önce benim adım; Necati, senin adın?
Zeki diye cevaplıyor.
Çok güzel diye devam ediyorum… Bak Zeki kardeş, Türkiye de yaşayan, Türkçeyi zorunlu olarak konuşan ve Türk olmayanlarında var olduğunu bilyormusun?
Mesela Ermeniler, Rumlar, Çerkezler, Kürdler…
Biliyorum.

İşte bende Kürdüm…

Olsun, fark etmez… Kürdler bizim kardeşimiz. Benim Kürdlere karşı bir düşmanlığım yok… Ama mesele PKK olunca iş orada biter diyor…

Benimde Türklerle hiç bir problemim yok. Türklerde benim kardeşim… Ama sorun MHP olunca benim için de iş orada biter…

Ben MHP liyim. Hatta Başbuğ öldüğünde çok ağladım diye açıklama yapıyor…

Valla bende (olmadığım halde bu gibi durumlarda hep söylediğim gibi) PKK liyim o zaman diyorum…
Ne yapcağiz şimdi!?

Ses yok…

Birinci molaya kadar hiç konuşmadan çalışıyoruz… Arada bir karşılıklı birbirimizi kontrol eden bakışlarımız çakışıyor… İlk başta çok sert bakışlar… Giderek yumuşuyorlarmı ne? acaba…?!

Mola bitiyor… Bant yürümeye başlıyor… Ve aynı rutin hareklerle çlışıyoruz…

Sesizliği Zeki bozuyor;

Siz vatanı niye bölmek istiyorsunuzki?
Kimin vatanını? diye soruyorum.
Bizim vatanımızı, yani Türkiyeyi diyor…

Türkiyenin neresindensin?
Yozgat…

Yozgatta tarlanız, arsanız yani toprağınız varmı?

Evet var…

Yani vatan denen şey topraktır…

Evet diyor…

Türkiye topraklarıda bir bütün olarak üzerinde yaşayan her insanın ortak vatanıdır yani…

Evet…

Ama ortak vatan toprağı herkese eşit pay edilmemiş… Sizin kaç dönüm toprağınız var Yozgat ta …

120 Dönüm…

Peki köydeki herkesin toprağı 120 dönümmü?
Hayır, bazı “şerefsizlerin” ?2000 dönüme kadar toprağı var…

Demekki ortak vatandan hepimiz eşit faydalanamıyoruz… Sende vatanda karnını doyuramadığın için burdasın…

Susuyor…

Ben devam ediyorum.
Ana vatana birde yavru vatan Kıbrısı ilave etmek lazım. O zaman toprağımız daha genişliyor, diyorum.

Gözleri parlıyor gururla…

Kıbrısın bir bölümünü alıp anavatana kattık değilmi diye soruyorum..

Evet.

Peki aldığımız yeni topraktan sana kaç dönüm verildi? 120 dönüm araziniz biraz arttımı?

Hayır…?

Varsayalımki Kürdler Diyarbakırdan ötesinde yeni bir devlet kurup Türkiyeden ayrıldılar. Senin 120 dönüm arazinden bir eksilme olurmu?

Olmaz tabiki diyor…?!

Yani devlet gelip sana ” sevgili Zeki biz Kıbrısta yeni topraklar kazandık, senin payınada 10 dönüm düşüyor” dedimi?

Demedi…

O zaman Devlet sana gelip “Hakkari ve Diyarbakır bizden ayrıldı, toprağımız azaldığı için senin 120 dönümünden bir miktar toprağı almamız lazım” dermi sence?

Demez…

Eee o zaman sana ne zararı var? Hatta bu savaşa harcanan para belkide sana yol, su, sağlık ve eğitim olarak geri gelmezmi? Ölümlerin durmasıda cabası…

Ses yok….

İki hafta birlikte çalışıyoruz…. Vatan, Millet, Din, Devlet bir çok konuda sohbetlerimiz oluyor…
İki hafta sonra beni başka bir bölüme yolluyorlar..

Vedalaşırken; “abi sen bir gün bizim camiye gelip bana anlattıklarını bizim imama da anlatırmısın? Senin anlatıkların çok doğru ama imam başka şeyler söylüyor. Kafam çok karıştı ” diyor.
Neden olmasın diyorum….

Bir anıydı işte…

Irkçı savaş naralarının atıldığı, bir biri ardına gencecik insanların “Vatan” uğruna canını verdiği şu günlerde belki bir nebze düşünmemize yardımcı olur diye paylaşmak istedim…
Rojava alınsada kimsenin toprağı 1 metre dahi büyümez….

İşçilerin vatanı yoktur!

İşçilerin vatanı varmıdır?

Ekim 1999

Diğer Başlıklar

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! HAMİT BALDEMİR

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! Gerek ulusal mücadelede ve gerekse sosyal mücadelede devrimciler legaliteyi her zaman olanaklar …

30.YILINDA MADIMAK KATLİAMININ UNUTMADIK! XETA SOR

Yılında Madımak Katliamını Unutmadık! 2 Temmuz 1993, TC devletinin katliamlar serisine bir yenisinin eklendiği, kara …

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN-6- Remzi BİLGET

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN Bitmiyor Ölümlerimiz! Ağlamak nedir, gözyaşı ne ola? Ya da kuruması …

FIRSAT KARGALARI! Samet ERDOĞDU

FIRSAT KARGALARI 10 sene önce politik meteorolojide benim hava tahmini göstergem Öcalan idi. Ona bakarak …