Cuma , 26 Nisan 2024
Home / anasayfa / EMEK VE KAZANIMLARIN BOYUTU,BASKILARIN BOYUTUNU GETİRDİ! Mukaddes ALATAŞ

EMEK VE KAZANIMLARIN BOYUTU,BASKILARIN BOYUTUNU GETİRDİ! Mukaddes ALATAŞ

EMEK VE KAZANIMLARIN BOYUTU ,  BASKILARIN BOYUTUNU GETİRDİ.,

2016 yılında tüm Kürt illerine uygulanan ve artarak devem eden baskılar, gözaltılar, tutuklamalar işten çıkartmaların boyutu bir darbe niteliğindeydi adeta.

Sistemi ve yahut hükümeti, iktidarı “rahatsız” eden birçok şey vardı.  

Her şeyden önce Kürt halkının artık bir iradeyi açığa çıkarma ve bu iradeyi toplumsal bir güce dönüştürme zamanının geldiği bilinciyle davranarak, tüm yerellerde “yönetime katılım, hizmetlerde ilkelilik, demokratik uygulamalar”, özgürlük gibi demokrasinin pek çok değerinin hayata geçirildiği mekânlar olarak toplumun demokratikleşmesine önemli katkılar sunan bir sürece girmiştir.

1999 da yapılan yerel seçimlerde 37 belediyeyi kazanarak yeni bir yerel yönetim deneyimi başlamıştır. Kadınların temsiliyetleri bundan sonra hızla artmıştır.

Kadın belediye başkanları

1999’ da 3 kadın

 2004’ te 9 kadın

2009’da 14 kadın

2014’te ise Eş Başkanlık sistemine geçilmiştir. Bir erkek bir kadın 102 belediyeden 96’sında Eş Başkanlık sistemi uygulanmıştır.

1999 öncesi Yerel Yönetimlerin durumu?

Bu tarihe kadar özellikle bu bölgede çatışmalarında etkisiyle yerel seçimlerin şeffaf yapılamadığını, halka uygulanan baskı ve zor kullanma sonucunda merkezi iktidarların yereldeki izdüşümlerinin seçilmesiyle otoriter sistem pekiştirilmiştir.

Kamu harcamalarının yanlış gelişi güzel kullanımı

Yerel yönetimler için iller bankasından gelen bütçe (kamu harcamaları)nereye ve nasıl gittiği, nasıl harcandığı konusu her daim bu dönemlerde tartışmalı ve şaibeli olmuştur.

1999 deneyimi tam da bu zihniyetin çarpıklıklarına karşı açılan bir isyan ve sahiplenme niteliğindeydi. “Biz istersek başarırız”   

Buraları teslim etmemeye kararlı olan hatırı sayılır bir sahiplenme başlamıştı halktan. Sokağın sesinin gür çıkmasıyla coşkulu kitleler kısa sürede artmış oldu.

Oylar namustur, namusuna sahip çık”.  Böyle bir mesaj açığa çıkmıştı ve karşılık bulmuştu halktan. Bu kadar güçlü karşılık bulması mesajın içeriğinden midir? mesajı alandan mıdır? Lakin bilinmez fakat anlamı ve etkisi hala devam etmektedir.

“Kime oy vereceksin”

“Kendime”

Bunun anlamı ise Kürdistan’da “kendime” sözcüğü sözcük olmaktan çıkıp bir “kimlik olgusu” halini almıştır.

Halk artık durur mu? Meydanlar, sokaklar, kahvehaneler her yer siyasetin konuşulduğu yerlerdir artık. Meşruysa meşru mücadele buyurun hodri meydan dönemi de diyebiliriz elbette. Barış anası olan bir kadın bir toplantıda “eskiden biz tarlaya giderdik, işimiz o kadar çoktu ki;  hayvana, çocuklara ve erkelere bakardık, işimiz bitince de yemek hazırlardık, önce erkekler yer doyardı, eğer onlarda geriye kalırsa biz yerdik. Hayatımız hep böyle gidecek ve herkes bizim gibi yaşıyor zannederdik, evden tarlaya, tarladan eve. Şimdi ise evin yüzünü göremiyorum, ayakkabım çok çabuk eskiyor, bütün evler, sokaklar bizim. Toplantılar, basın açıklamaları..  Artık beklemiyorum erkekler yemek yesin sonra da ben yiyeyim” demişti.

Yerel yönetimlerin kazanılmasıyla başlayan yeni süreçte, yerelde demokrasinin işletilmesi mi?

Demokrasinin yerleşmesi mi? yerelin demokratikleşmesi mi?

Yolda öğrenmenin de yolcuyu güçlendirdiği bu yol uzun bir yoldu elbet…

Kadınların Katılımının Sağlanması- Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Ve Ayrımcılık

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği tarihin en eski politikalarından biridir. Kadınlara ve farklı cinsel kimliklere karşı ayrımcılık üretir, yaşam haklarını tehdit eder.

Yerelde demokratikleşme ve yerelin demokratikleştirilmesi hedeflenerek Politika belgelerinin oluşturulması, stratejik planlama hazırlanması ve bunların doğru perspektifle ele alınıp yaşamsallaştırılması bir gerçekti.

Peki kadınlar bunun neresinde olacak? Kota mı? Pozitif ayrımcılık mı?

Çeşitli sol partilerde ve yapılarda kota-pozitif ayrımcılık denenmiş ve beklenildiği ölçüde sonuç alınamayan gerçeği ne yazık ki herkes tarafından bilinmektedir.

Kürt kadın hareketinin geliştirmiş olduğu “kadının özgün örgütlülüğü” politikası kota ve pozitif ayrımcılığın ilerisine geçmiş ve hayat bulmuştur.

Kadınların belediyecilik deneyimleri, kadın meclis üyeleri, kadın eş başkanları, kadın danışmanlık merkezleri, kadın müdürler, kadın daire başkanları. Kadınların temsiliyetlerinin sorgulanmadığı, kadınların kadınlar için çalıştığı ve her bir çalışmada fark yaratıldığını görmeleri kadınları daha da güçlü kılmıştır.

Kadına yönelik şiddet gerçeği ulusal – uluslararası yasal düzenlemelere ve verilen mücadelelere rağmen istenilen düzeyde çözülememiştir. Bu nedenle daha güçlü argümanlar üretmek gerekmektedir.

Kadın dayanışması ve kadınların güç birliği şiddetin önüne geçebilecek en önemli eylemlerden birisidir.

Konferans kararlarıyla; Her belediye kadın merkezi açmalı yine her belediye ihtiyaç durumunda sığınak açmalı, eşi tarafından şiddet gören kadın var ise çalışan erkeğe yaptırım uygulanmalı, eşine para vermeyen erkek var ise maaşının belli bir kısmı kadına ve çocuklara verilmeli gibi.

Şiddet gören ve can güvenliği tehlikeye giren kadınlar için farklı alternatif sığınaklar açıldı.  İl olarak Alo şiddet hattı açan tek belediye, ilk adım istasyonu açan yine tek belediye diyebiliriz.

En önemlisi ise toplumsal değişim ve dönüşümün sağlanması için proğramlar dahilinde eğitimler yapılması. Toplumsal cinsiyet eşitliği, insan hakları, kadın hakları..vb. eğitimlerin düzenli ve süreklileştirilmesi.

Kadınların ekonomik,  sosyal ve siyasal hayata etkin katılımının önünü açan proğramlar ve projeler hayata geçirildi.

Bir ülkede siyasal sistem demokratik nitelik taşımıyorsa, yerel yönetimlerin de demokrasi ile ilişkisinden söz etmemiz kolay değildir (Wickwar, 1970: 74).

Esas sorun teşkil eden Türkiye’de siyasal sistem demokratik mi? Değil mi?

“Yerelde demokrasi olmadan ulusal düzeyde demokrasiden söz edemeyiz”

Her iki durumda da demokrasi ve insan haklarından söz edilmesi mümkün görünmemekte

Siyasal sistem demokratik nitelik taşımıyorsa, oluşturulan bütün kurumlara STK’ lara demokratik kazanımların tamamına saldırır, yok eder.

2016 yılında başlayan ve 2019 yılında devam eden el koyma( çökme) HDP belediyelerinin 20 yılda oluşturulan her bir kürdün emeği olan demokratik belediyecilik, eş başkanlık, elbirliğiyle yaratılan tüm deneyimler kayyum darbesiyle tersyüz edilmiştir. Böylece 102 belediyeden 95’ine el koymuşlardır. 53 kadın kurumu kapatılmıştır.

2016-2017 de 98 belediye eş başkanı tutuklandı,

Kayyumların ilk icraatları ise kadın çalışmalarının durdurulması, kadın merkezlerinin ve eğitim destek evlerinin kapatılması, sığınakların işlevsizleştirilmesi. İşçilerin, memurların, meclis üyelerinin işlerine son verilmesi.

Bundan sonra bütün şehirlerde gözaltılar ve tutuklamalar artmaya başladı.

OHAL uygulamalarıyla devam eden baskılar OHAL’in kaldırılmasıyla kalkmadığı Venedik Komisyonu (Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu) Türk hükümetine, alınan kararların iptal edilmesi çağrısında bulundu.

 Venedik Komisyonu, OHAL’ in kaldırılmasına rağmen etkilerinin sürdüğünü belirterek alınan kararların demokrasinin temel prensiplerini ihlal ettiği görüşünde olduğunu açıkladı.

Sonrası ne mi oldu?

Kürt illerinde başlayan ve hala devam eden baskılar, gözaltılar, tutuklamalar, işten çıkarmalar,

Sivil topum kurumlarına yönelik kapatmalar, denetimler..

Kürt siyasetçilerine yönelik cezalandırmalar,

Gazetecileri gözaltına alma tutuklama.

Etkisinin ve kapsamının çok geniş olduğu bir alana yayılmış olup. Tüm hakların haklarının gaspına neden olmuştur bu durum. Kadın mücadelesine verdiği tahribatın boyutunu her gün işlenen kadın cinayetleri göstermektedir.

Daha fazla mücadele ve daha fazla dayanışmak tek seçeneğimizin olduğu bugün bir gerçektir..

Diğer Başlıklar

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! HAMİT BALDEMİR

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! Gerek ulusal mücadelede ve gerekse sosyal mücadelede devrimciler legaliteyi her zaman olanaklar …

30.YILINDA MADIMAK KATLİAMININ UNUTMADIK! XETA SOR

Yılında Madımak Katliamını Unutmadık! 2 Temmuz 1993, TC devletinin katliamlar serisine bir yenisinin eklendiği, kara …

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN-6- Remzi BİLGET

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN Bitmiyor Ölümlerimiz! Ağlamak nedir, gözyaşı ne ola? Ya da kuruması …

FIRSAT KARGALARI! Samet ERDOĞDU

FIRSAT KARGALARI 10 sene önce politik meteorolojide benim hava tahmini göstergem Öcalan idi. Ona bakarak …