Cuma , 19 Nisan 2024
Home / Siyaset / BUGÜNKÜ UYGULAMANIN ADI FAŞİZMDİR / M. ERKEK

BUGÜNKÜ UYGULAMANIN ADI FAŞİZMDİR / M. ERKEK

Georgi Dimitrov’un Komintern’in 7. Kongresi’nde resmi olarak kabul edilen tarifinde de faşizm “finans kapitalin en gerici, en şovenist, en emperyalist unsurlarının açık terörcü diktatörlüğü” olarak tanımlanır.
Faşizmin egemen olduğu devletlerde toplumsal yaşamın tüm alanlarını kontrol eden bir tek diktaroyal anlayış egemendir. Gerek devlet gerekse de iktidarın dünya görüşüne göre ve lider ilkesine göre örgütlenir ve belirlenir. Basın ve yayın kuruluşlarının mevcut anlayışa göre yayınlar yapması dayatılır. Hakim görüşe zıt düşünceler ve muhalif seslerin çıkması çeşitli baskı unsurlarıyla önlenir. Aykırı yayın yapanlar sansürlenir, kapatılır veya başka türlü yollarla engellenmeye çalışılır. böylece hakim düşüncenin karşısına farklı düşüncelerin çıkmasının önüne geçilmiş olunur ve tek tip düşünce, toplumda baskın hale getirilir. Faşizmin boyutu, bu koşulların ne kadarının somut olarak uygulamaya geçirildiğiyle doğru orantılıdır.
Faşizmin amacı bir toplumu , vatan-bayrak-devlet üçlemesi gibi anlayışların altında kendıne kıtle desteği halıne getirmektir. Milliyetçi veya ırkçı fikirlerin benimsenmesi ülkelere göre değişmektedir; örneğin İtalyan faşizminde “İtalyan vatandaşlığı” kavramı ön plandayken, Alman nasyonal sosyalizminde ise “Alman kanı taşıma” düşüncesi ön plandadır. Mussolini’nin doktrininde vatandaşlık kavramı vurgulanırken, Hitler’in doktrininde ise kan bağı vurgulanmaktadır. İtalyan faşizmi milliyetçidir, Alman faşizmi ise ırkçıdır.
Faşizmin bir başka önemli özelliği de insanların eşit yaratılmadığı gerçeğini kabul etmesidir. Allah’ın Kuranı Kerimde buyurduğu gibi “Bilenle bilmeyen bir olmaz” düsturundan hareketle seçkinci bir yönetim anlayışını benimser.
Bu gün’ ki Devlet Yönetimine baktığımızda faşizmden başka bir şey göremiyoruz.
Kendisinden olmayan herkesi, her kesimi düşman gören, STK baskı altında tutan, basını susturan, tv kanallarını karartan, kendisinde olmayan kesimleri birbirine düşman etmek için provoke eden, devletin tüm militarist gücünü kendisinden olmayan halkların üzerine göndererek kundaktaki çocukları bile gözünü kırpmadan katleden, kadınları katlettikten sonra cenazelerini çırıl çıplak soyarak teşhir eden, hunharca öldürülen gencecik bedenlerin cenazelerini panzerlerin arkasına bağlayarak sürükleyen, insanların toplu bulundukları yerleri bombalayarak toplu bir şekilde yakan, tanklar insanların üzerinde geçirerek katleden bir anlayışı insani değerlendirmek akıl karı değildir. Ve bu faşizmden başka bir şey değildir. Bilim adamları , siyaset bilimciler bu durumdaki yönetim biçimlerini şöyle değerlendiriyor.
2. Dünya savaşı’ndan sonra da birçok ülkede faşizm iktidara geldi. Faşizmin geliş biçimleri ve tarihsel koşullar 1920-1940 arasındaki dönemden farklıydı. Ancak, faşizmin sınıfsal özü, ideolojik ve politik özü hiç değişmedi.
Faşizm üzerine derinlemesine bilgi öğrenmek isteyen yeni okuyuculara G. Dimitrov’un Faşizme Karşı Birleşik Cephe’sini, E. Leverenz’in Komünist Enternasyonal’de Faşizmin Tahlili’ni III. Enternasyonalin Kısa Tarihi, III.Enternasyonal Belgeleri’ni öneririz.
Bugünkü faşist diktatörlükler için de geçerli olan Komünist Enternasyonal’in faşizm tanımlaması:
Faşizm, finans-kapitalin en gerici, en şovenist ve en emperya1ist öğelerinin açık terörist diktatörlüğüdür.
Komünist Enternasyonal VII. Kongresi bu tanımı şu yönleriyle açımlamıştır:
“İktidardaki faşizm, ideolojik olarak, şovenizmin, kitleleri yönlendirmede ana araç olarak kullanılması
demektir.
KAYNAK: komünist Enternasyonal’de Faşizmin Tahlili (sayfa:183-184 sol yay.)
Siyaset bilimci Dr. Lawrence Britt, 20. yüzyılın tipik faşist rejimlerini (Hitler’in Almanya’sı, Mussolini’nin İtalya’sı, Franco’nun İspanya’sı, Suharto’nun Endonezya’sı, Pinochet’nin Şili’si) inceleyerek faşizmin 14 karakteristik özelliğini şöyle tespit etmiştir.
*İnsan haklarının aşağılanması ve hor görülmesi
*Düşmanların/günah keçilerinin birleştirici bir neden olarak tanımlanması
*Ordunun ve militarizmin yüceltilmesi
*Kitle iletişim araçlarının kontrol altına alınması
*Ulusal güvenlik takıntısı
*Din ve yönetimin iç içe geçmesi
*Cinsel ayrımcılığın şahlanışı
*Özel sermayenin gücünün korunması
*Emek gücünün baskı altına alınması
*Suç ve cezalandırma ile baskı altına alma
*Aydınların ve sanatın küçümsenmesi

*Adam kayırma ve yozlaşmada sınır tanımama
*Hileli seçimler
Kaynak: http://onedio.com/haber/yeni-baslayanlar-icin-14-derste-fasizm-229822#_
Güçlü ve sürekli milliyetçilik: Faşist rejimler, sürekli olarak vatansever şiarlar, sloganlar, semboller, marşlar ve diğer şeyleri kullanma eğilimindedir.
Devlet iktidarındaki faşizm, kurumları, hukuki ve yasal sonuçları ve maddi temelleri ile toplumsal ve
politik yaşamı günlük olarak etkiliyor. Yoğun bir biçimde sürdürülen tutuklamalar, ordu, polis ve MİT
operasyonları, işkence, politik ve yasal yasaklama, kısacası devlet eliyle yapılan faşist terör kitlelerin
günlük yaşamının değişmeyen, süregelen öğeleridir.
Faşist cuntanın yerini sözüm ona “temsili” bir kurum olan meclise ve güya “sivil” bir hükümete bırakması, devletin faşist karakterinden her hangi bir şey değiştirmemiştir.
15 yıldır iktidarı devam eden AKP hükümeti, 12 Eylül faşizminin sivil uzantısından başka bir şey değildir.
Bu hükümetin yaptığı, faşist cuntanın önüne koyduğu yasal ve politik hedefleri tamamlamaktır.
Kürt , Türk, Laz, Çerkez , Arap, Ermeni fark etmiyor kendinde olmayan halklar üzerinde terör
uygulayan, yeni yeni faşist yasalar çıkartan bu hükümetten başkası değildir. Sırtını emperyalizme,
tekellere, ordu polis ve MİT’e dayayan AKP Hükümeti, faşist devlet ve anayasasıyla tam anlamıyla bütünleşmiş durumdadır.
Faşizm kitlelerin günlük yaşamında kalın çizgileriyle kendini gösteriyorken, durum somut ve bu kadar
açıkken, Tayip Erdoğan’ın ve AKP hükümetinin faşizan uygulamalarını ve politikalarını görmemezlikten gelmek emekçi halka, devrimci harekete Ve Kürd halkına yapılmış en büyük kötülük olarak tarihe geçecektir.

Diğer Başlıklar

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! HAMİT BALDEMİR

SEҪİMLER VE GERҪEKLER! Gerek ulusal mücadelede ve gerekse sosyal mücadelede devrimciler legaliteyi her zaman olanaklar …

30.YILINDA MADIMAK KATLİAMININ UNUTMADIK! XETA SOR

Yılında Madımak Katliamını Unutmadık! 2 Temmuz 1993, TC devletinin katliamlar serisine bir yenisinin eklendiği, kara …

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN-6- Remzi BİLGET

NUH GELSİN DE TUFAN GÖRSÜN Bitmiyor Ölümlerimiz! Ağlamak nedir, gözyaşı ne ola? Ya da kuruması …

FIRSAT KARGALARI! Samet ERDOĞDU

FIRSAT KARGALARI 10 sene önce politik meteorolojide benim hava tahmini göstergem Öcalan idi. Ona bakarak …